EY TEMİZ GENÇLER!

Ey temiz rûhlu, saf kanlı mübârek gençler! Ey mukaddes dînini öğrenmek aşkı ile kalbi yanan, asîl ve îmânlı gençler! Şerefli ecdâdımızın sizlere tam ve doğru olarak getirdiği ve emânet bıraktığı mübârek İslâm dînini ve bunun bildirdiği Ehl-i sünnet itikadını ve güzel ahlâkı iyi öğreniniz! Güzel yurdumuza göz diken, can, mal, din ve ahlâk düşmanlarının saldırılarına karşı, bize emânet edilen bu mukaddes Ehl-i sünnet itikadını bütün gücünüzle müdafaa ediniz! İslâmiyeti her yere yayarak, insanları saâdete kavuşturmaya çalışınız! Biliniz ki, dînimiz güzel huylu olmayı, büyüklere hürmet, küçüklere şefkat etmeyi, ilim öğrenmeyi, amel ve ihlâs sahibi olmayı, herkese iyilik etmeyi, güler yüzlü tatlı dilli olmayı emretmektedir. Müslüman; Allahü tealanın emir ve yasaklarına uyar, günah işlemez. Yaşadığı memleketin kanunlarına uyar, suç işlemez. Onun için kimsenin malına, canına, ırzına, saldırmayınız! Allahü teâlânın doğruların yardımcısı olduğunu hiç unutmayınız! Allahü teâlâ yâr ve yardımcınız olsun!

DEVAMINI OKU

İmâm-ı Rabbânî kuddise sirruh buyurdu ki:

Mühim Nasihatler

Oğlum, bütün varlıkların hülâsası, özü olan insan, eğlence için, oyun için, yiyip içmek, gezmek, yatmak, keyif sürmek için yaratılmadı.

Kulluk vazifelerini yapmak için, Rabbine itâat, tevâzu, kuvvetsizliğini, ihtiyacını göstermek, Ona sığınmak ve yalvarmak için yaratıldı. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği ibâdetlerin hepsi, insanlara faydalı şeylerdir. İnsanlara yaradığı için emredilmişdir. Yoksa, hiçbir ibâdetin Allahü teâlâya faydası yokdur. Candan teşekkür ederek, minnet ile ibâdet yapmalı. Tâm teslîm olarak, emirleri yapmağa ve yasaklardan kaçınmağa çalışmalıdır. Allahü teâlâ hiçbirşeye muhtaç olmadığı hâlde, kullarını emir ve yasaklar vermekle şereflendirdi. Herşeye muhtaç olan, biz kulların, bu büyük ihsâna, bol bol teşekkür etmemiz, bunun için de, emirleri yapmağa, cândan sarılmamız lâzımdır.

Ey Oğlum! İyi biliyorsun ki, dünyâda biri, mevki, rütbe sâhibi olsa, emrinde bulunanlardan birine, mühim bir vazîfe verse, bu vazîfenin yapılmasında, emir verene de fayda olduğu hâlde, bu işçi, bu vazîfeye ne kadar çok ehemmiyyet ve kıymet verir. Bu vazîfeyi, bana büyük bir zât verdi diye öğünür ve seve seve, zevk ile yapmağa çalışır değil mi? Yazıklar olsun! Allahü teâlânın büyüklüğü, yüksekliği, bu kimsenin büyüklüğü kadar değil midir de, islâm dîninin istediklerini yapmağa, böyle çalışılmıyor. [1.ci cild, m.73]

Hak teâlâ, her ân kendisi ile bulundursun. Bir kimsenin saçının, sakalının siyâhlığını, îmân ile ve ibâdetler ile ağartması ne büyük ni’metdir. Resûlullah “aleyhissalâtü vesselâm” hadîs-i şerîfde, (Saçını, sakalını müslüman olarak ağartan afv olunur) buyurdu. Allahü teâlânın sonsuz merhametini düşününüz. Günâhları afv edeceğine güveniniz! Gençlikde, Allahü teâlânın kahrından, azâbından korkmak, titremek lâzımdır. İhtiyârlıkda afvına, merhametine sığınmalıdır. Evveliniz ve sonunuz selâmet olsun! [1.ci cild, m.88]

Geçdi gençlik tatlı bir rüyâ gibi ey çeşmim zâr!
Beni mecnûn etdi girye, meskenim olsun mezâr!

İmâm-ı Rabbânî kuddise sirruh buyurdu ki:

Gençlere Altın Nasihatleri

Sevgili Peygamberimizin

- (Allahü teâlâ, gençliğini itâat yolunda geçiren [zenginleştiren] genci sever.)

[Deylemî] [Ebû Nuaym]

(Gençlerinizin en hayırlısı [olgunluk ve kemâlde] yaşlılarınıza benzeyen, yaşlılarınızın en şerlileri de [azgınlık ve şımarıklıkta] gençlere benzeyenlerdir.)

[Râmûz 281/15; Feyzü´l Kadîr, 15]

(Allahü teâlâ, gayr-i meşru şehvet peşinde olmayan genci pek beğenir.)

[Müsned, IV,151]

- (Hangi delikanlı ki, genç yaşında evlenirse, onun şeytanı şöyle bağırır: “Eyvah, dinini benden korudu.”)

[Ramûzu´l-Ehâdis, I, 179]

(Âdemoğluna zinâdan nasibi yazılmıştır. Buna mutlaka erişecektir. Gözlerin zinâsı bakmaktır, kulakların zinâsı dinlemek, dilin zinâsı konuşmak, elin zinâsı tutmak, ayağın zinâsı da yürümektir. Kalp ise heves eder, diler. Ferc ise bunu ya uygular veya reddeder.)

[Müslîm, Kader: 21]

Allahü teâlâ, hadîs-i kudsîde buyuruyor ki: (Nâ-mahreme bakmak, şeytanın oklarından bir oktur ki, her kim Benden korkarak onu bırakırsa, zevkine bedel ona öyle bir îmân veririm ki, onun lezzetini ve tatlılığını kalbinde duyar.)

[Taberânî ve Hâkim]

(Size hayırlı gençleri tavsiye ederim. Çünkü onların kalbi daha incedir. Allahü teâlâ beni doğrulukla ve müsâmaha ile gönderdi. Bana gençler yanaştı, ihtiyarlar muhâlefet etti) buyurdu ve şu meâldeki âyet-i kerîmeyi okudu: (Zaman uzadı da kalpleri katılaştı. Onların çoğu fâsıktırlar.)

[Hadîd: 16]

Resûlullah “sallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki: (Allahü teâlâ tevbe eden gençleri sever.)

[Câmi-üs-Sağîr: 1866; Aclûnî, I, 286; Ebû-ş-Şeyh]

(Bir genç yaşlı bir insana yaşlılığından dolayı ikrâmda bulunursa, yaşlandığı zaman kendisine ikrâmda bulunacak bir kimseyi Allahü teâlâ ona musahhar kılar.)

[Tirmizi, Birr: 75]

Resûlullah “sallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki: (Küçüklüğünden beri Allah´a çokça kulluk eden gencin, yaşı ilerledikten sonra çokça kulluk etmeye başlayan ihtiyara üstünlüğü, peygamberlerin diğer insanlara üstünlüğü gibidir.)

[Deylemî, Müsned-ül-Firdevs; Kenz-ül-İrfân, 194]

Resûlullah “sallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki: (Allahü teâlâ kötülüğe iltifat etmeyen genci, emsallerine karşı üstün tutar.)

[Feyz-ül Kadir, c. 2, s. 263, no:1799]

Resûlullah “sallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki: (Gençliğinde ilim öğrenen taştaki damga gibi, yaşlılığında ilim öğrenen ise, su üzerine yazı yazan gibidir.)

[Keşfül Hafâ, 2: 66]

(Bir genç ilim ve ibâdet içinde yetişir, olgunlaşırsa, Allahü teâlâ kıyâmet günü ona yetmiş iki sıddîkın sevâbı kadar sevâb verir.)

[Taberânî, Kebir]

Resûlullah “sallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki: (Allah´ın Resûlü, kendilerini kadınlara benzetmeğe özenen erkeklere ve kendilerini erkeklere benzetmeğe özenen kadınlara lânet etti.)

[Riyâzussâlihin, 1662]

Resûlullah “sallahü aleyhi vesellem” buyurdu ki: (Hâl ve hareketlerinde Müslümanların ziynetini takınan [onlara benzeyen] bir genç görürseniz, işte o sizin en faziletlinizdir.)

[Râmûz 47/16]

(En iyi genç, ihtiyar gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine kapılmayıp gafletten uzak kalandır. En kötü ihtiyar da, gaflet ve nefse uymakta gençlere benzemeye çalışandır.)

[Taberânî]

(Genç, sıhhatli, para yokken ve fakirliğe düşme korkusu içinde verilen sadaka sevâb bakımından daha büyüktür.)

[Müslîm]

(Hasan ve Hüseyin, Cennet gençlerinin üstünüdür. Babaları daha üstündür.)

[Tirmizî]